Kırıkkale 2 Şubesi

15 Temmuz, Darbeler ve Sendikalar Adlı Konferansımızı Gerçekleştirdik

Darbeler, Sendikalar ve 15 Temmuz

 

Kırıkkale Memur Sen Şubesi tarafından Müftülük Konferans Salonu’nda “Darbeler, Sendikalar ve 15 Temmuz” adlı konulu konferans verildi.

Konferans öncesi Memur Sen Başkanı Ali YALÇIN ve Memur Sen’e bağlı Şubelerin başkanları ile Kırıkkale İl Müftüsü Bekir GEREK ‘i ziyaret edilerek Kırıkkale’ de yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı ve İl Müftüsü Bekir GEREK’ e yeni görev yerinde başarılar diledi.

Konferans öncesi Bağış Camii Kayyım Müezzini Vahit KALKAN tarafından Kuran-ı Kerim okunularak 15 Temmuz ve Tüm şehitlerimiz ruhlarına bağışlanarak konferansa başlandı.

Konuşmada söz alan Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Kırıkkale Başkanı Oktay SÜMER; 15 Temmuz şehitleri ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet acılı ailelerine sabır ve gazilerimize acil şifalar dileyerek sözlerine başladı.

“Darbe gecesi FETÖcüler tarafından TBMM bombalanırken,   gazi mecliste bulunan bir kardeşiniz olarak hissiyatımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye, 15 Temmuz akşamı FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe görünümlü bir işgal girişimine şahit oldu. Milletimiz basiretiyle sokaklara dökülerek tarihte eşi benzeri olmayan destansı bir direniş sergiledi ve emperyalizmin taşeronu darbecilere ağır bir mağlubiyet yaşattı.

Düşman, silahların arkasına gizlenerek saldırmıştı. O gece Memur-Sen ailesi olarak bizim de içinde bulunduğumuz direnişçilerin ise sadece elleri ve yürekleri vardı. Gökten bomba ve kurşun yağdırılırken, tanklar acımasızca insanların üzerine sürülürken, halkımız yüreğini ortaya koydu, kurşunlara göğsünü gerdi, tankları elleriyle durdurmaya çalıştı. O menfur gece sabaha kadar milletçe şehir şehir, sokak sokak iman, namus, vatan ve milli irade mücadelesi verdik.

 

15 Temmuz’u, emperyalistlerin bölgemizde uzun zamandır sergilediği kirli oyunların bir uzantısı olarak okumak gerekiyor. Taşerona takılıp olayı darbe ile sınırlamak bizi yanıltır. Evet, taşeronun bu ülkede uzun yıllardır devleti ele geçirmek için faaliyette bulunduğunu, hatta bu örgütün, hemen hemen bütün yapılara sızarak toplumsal düzenimizi de tahrip etmek için mühendislik faaliyetleri yürüttüğünü biliyoruz. Fakat onun dünyaya egemen olan, sömürgeci emperyalist odaklarla ilişkileri, işin içinde daha büyük bir oyunun döndüğünü gösteriyor. Bu sebepten dolayı o geceki meşum olayın asıl gayesi, işgal projesinin ilk adımını oluşturmaktır. 

2002’de başlayan yeniden Büyük Türkiye yürüyüşü, eski darbeciler tarafından birkaç kere engellenmek istenmişti. Güçlü siyasi yapı ve toplumsal tesanütle, önümüze kurulan setleri aşmayı bildik. Fakat 17/25 Aralık, yeni tip bir kriz stratejisini içeriyordu. Bu strateji, bizim dilimizi kullananlarca örülüyordu.

Memur-Sen,  dün olduğu gibi o gece de bu akdin oluşturduğu çelik iradeyle işgalcilerin / darbecilerin ateş kusan silahlarının karşısında dimdik durdu. Her bir üyemiz “kim var?” diye sorulan bir demde, etrafına bakmadan “ben varım!” diyerek öne atıldı. Çünkü biz, geçmişte ateşle imtihan edilmiş ve acıyla yoğrulmuş bir topluluğuz. Biliyor ve inanıyoruz ki o gece, “her şeyin mizana vurulacağı vaktin” hükmünün verildiği zamanlardan biriydi. Bu yüzden salaların arzı kuşattığı ve topraklarımızda yankılandığı o demde, tereddütsüz olarak meydanlara indik ve düşman yenilene kadar evlerimize dönmedik.

Şerefli milletimizin yanında ve emrinde, bağımsız devletimizin arkasında ve hizmetinde olmaktan onur ve gurur duymamızı sağlayan 15 Temmuz darbe ve cunta girişimini bertaraf eden şanlı direnişte, şehitlik mertebesine ulaşanların, gazi olanların, meydanları dolduranların, tankları durduranların, mermilere aldırmayıp cuntacılarla hesaplaşanların istisnasız her birinin milletimizin duasını aldığına ve Yüce YARADAN’ ın rızasını kazandığına yürekten inanıyorum.” Dedi.

 

İmza Yok, Emek Hırsızlığı Var

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, altında imzası bulunmayan kazanımları ‘biz kazandık’ mesajıyla kendi hanesine yazabileceğini sananlara, emek hırsızlığı yapanlara tepki göstererek, “15 Temmuz akşamı ortalıkta gözükmeyen, darbeye darbe diyemeyen bir konfederasyon başkanı, millet FETÖ’ ye haddini bildirince cılız bir sesle ‘demokrasinin yanındayız’ diyerek kahramanlık madalyası bekleyerek aymazlık yapıyor” dedi.

Memur-Sen Kırıkkale İl Temsilciliği’nin müftülük konferans salonunda düzenlediği “Darbeler, Sendikalar ve 15 Temmuz” konulu konferansta konuşan Ali Yalçın, Memur-Sen’in varlığı ve yola çıkışının, ‘Türkiye’deki mevcut sendikal zemin içinde bir de bizim sendikamız olsun’ yaklaşımıyla olmadığını söyledi. Merkeze insanı, erdemi alan bir yaklaşımla, ‘insanlar devlet için değil, devletler insan için’ diyerek yola çıktıklarını kaydeden Yalçın, “Sendikal zemini ahlaklı bir duruş, ahlaklıca bir hak arayışı olarak gördük. Onun için kavga zemininde yürütülen, ya oradansın ya buradansın diye tartışılan zeminde, ne oradan ne buradan yaklaşımıyla, kavga zemininde bir rekabet değil, rekabet zemininde hizmet yaklaşımıyla yola çıktık” şeklinde konuştu.

 

15 Temmuz, en kanlı yönetimi ele geçirme biçimlerinden biridir

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve 15 Temmuz darbe girişimine değinen Yalçın, şöyle konuştu: “Pirincin içindeki beyaz taşlar en tehlikeli olanıdır. 15 Temmuz bu ülkede şimdiye kadar yaşanmış en kanlı yönetimi ele geçirme biçimlerinden biridir. Dolayısıyla milletin cesaretiyle, siyasilerin basiretiyle bastırılmış ve ülke işgalden dönmüştür. Memur-Sen olarak ‘millet iradesinin, demokratik zeminin sonuna kadar yanında, darbenin sonuna kadar karşısındayız ve buna sonuna kadar direneceğiz’ dedik. Hâlâ anlam yükleyen, hâlâ hürmet besleyen, hâlâ içinde eski muhabbetini taşıyan, söküp atamayan insanların olduğu bir zemindeyiz. Gözlerinin açılması için daha ne lazım, onu bilemiyoruz. Demek ki bu iş bitmeyecek. Onun için dirayetli, cesaretli olmak, çocuklarımıza, öğrencilerimize, eşimize dostumuza, etrafımıza ‘bu iş hikâye değil kardeşim, bir kaybedersen, ayağın bir kayarsa bir daha toparlama şansın yok’ demek durumundayız.”

2000 yılından sonra 8 kez darbe girişiminde bulunulduğunu belirten Yalçın, “Son dönemde Türkiye’de bir Mısır tablosu yaşatmak istediler. Gezi’de başlayan ağaç eksenli hadise, meselenin ağaç olmadığı bir noktaya kadar evrildi. Faiz lobisinin bedava kumanyalarını yiyip, bedava biralarını içip, ağaç diplerine kusmuk fırlatanlar Ankara’ya gidip Başbakanına tehdit fırlattıklarında kimin ağzıyla konuştuklarını kendileri teyit ettiler. Soros modeliyle Türkiye’de Mısır’ı yaşatmak istediler” diye konuştu.

Bir konfederasyonun başkanının Memur-Sen’i hedef alan açıklamalarını sert bir dille eleştiren Yalçın, “Memur-Sen karşısında her geçen gün eriyen konfederasyonun toplu sözleşme masasında boncuk boncuk terleyen genel başkanı, mevcut üyelerini kaybetmemek için tezvirat stratejisine devam ediyor. İşyeri temsilcilerinin eğitim programında konuşmuş, konuşmasıyla yine iftira, yalan, dolan bakımından zirveye oturmuş. Konuşmasının içeriğine baktığımda eğitim programının içeriğinde, ‘Kuyruklu yalan nasıl üretilir’, ‘İddia et, ispatı es geç’, ‘Akı kara, karayı ak gösterme teknikleri’, ‘Kendin söyle, kendin inan’, ‘Çamur atma teknikleri’, ‘İletişim yöntemi olarak yalan, etkileşim tekniği olarak iftira’ teknikleri ile aklınca Memur-Sen’i hedef alıyor. 15 Temmuz’da ‘ya darbe gerçekleşirse’ ihtimalini önceleyip kenarda köşede beklemeyi tercih edenler, sadece sosyal medyadan ‘darbe kötüdür, umarım başarılı olmaz’ şeklinde yüzeysel bir açıklama yapıp, sokağa çıkmayıp, milleti sokaktan çekmeye çalıştıkları bir süreci yaşadık. FETÖ’ nün millet iradesine yönelik vahşetine, darbe teşebbüsüne ilk anda tepki vermeyenler, bugün kendini 15 Temmuz’un kahramanı ilan etme cüretini gösteriyor, Yenikapı ruhu üzerinden cümle kuruyor” ifadelerini kullandı.

 

Kimin pis nefsine esir olduğunu herkes biliyor

Demokratikleşme adımlarına destek olmak yerine köstek olanların Memur-Sen’in kazanımlarından medet umduğunu kaydeden Ali Yalçın, şunları söyledi: “Andımızın kaldırılmasını sağlayan, başörtüsü yasağını kaldıran, anayasada toplu sözleşme hakkının yer almasını sağlayan, masada yetkinin hakkını veren Memur-Sen’e hazımsızlık yapmak zavallılık, çapsızlık, yetersizliktir. Sağımızdaki konfederasyon başkanı terörle mücadelede yetersiz kaldığımızı, toplu sözleşmede hata yaptığımızı iddia etmiş. Bu teşkilat, Diyarbakır’da hendeklerin açıldığı, çukur siyasetinin oluştuğu zeminde 600 sivil toplum kuruluşu ile ‘yeter artık’ diyerek silah bırakma çağrısı yapmıştır. Van’da 1000 sivil toplum kuruluşu ile teröre meydan okumuştur. Benim il temsilcimin, şube başkanımın evi kurşunlandığında, sen yalan sağanağı oluşturma derdindeydin; biz çukur siyasetine karşı mücadele verirken, sen yalan tepesine bayrak dikme derdindeydin. Biz, terör örgütünün yakıp yıktığı alanlarda ‘millet terörü yenecek, kardeşliği pekiştirecek’ derken, Diyarbakır’da 11 TIR yardımla yara sararken, sen internet başında basın açıklaması yapmak için ağdalı cümle arayan adamsın. Biz, terör örgütü PKK’nın evinden, yurdundan ettiği insanların, okulunu yaktığı çocukların ve gençlerin mağduriyetini giderme derdinde iken, sen kılını kıpırdatmadın. Senin bu anlamda bize cümle kuracak çapın yoktur, kimin pis nefsine esir olduğunu herkes net olarak biliyor.”

Kahramanlık madalyası bekleyen aymazlar

Yalçın, sözleri şöyle tamamladı: “Genel başkanına ayak oyunları yapan, parti genel merkezinden gelen talimatla teşkilatına baskı yapan ve genel başkanlık kapandır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. Memur-Sen, toplu sözleşme masasında ter akıtıp, kamu görevlileri için ayağa kalkarken ‘onlar kalkarsa biz muhatap alınırız’ zannıyla masaya yapışıp kalandır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. Altında imzası bulunmayan kazanımları ‘biz kazandık’ mesajıyla kendi hanesine yazabileceğini sanan emek hırsızıdır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. 15 Temmuz akşamı ortalıkta gözükmeyen, darbeye darbe diyemeyen, millet FETÖ’ ye haddini bildirince cılız bir sesle ‘demokrasinin yanındayız’ diyerek kahramanlık madalyası bekleyen aymazlardır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi.” Diyerek sözlerini tamamladı.

Konferans sonunda Kırıkkale Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Oktay SÜMER tarafından Memur Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN’ a hediye takdim edilerek konferans sona erdirilmiştir.